Tab Sekmeleri ve Alt Sekmeler

İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluşunda yer alan İnşaat, Mimarlık, Elektrik gibi çekirdek fakültelerden biri olan Makina Fakültesi bugünkü adını 1944 yılında almıştır. 1933 yılında yeni üniversite reformu ile, "İstanbul Darülfünunu" nun İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne bağlı Elektrik ve Makina Enstitüsü kaldırılmış ve Yüksek Mühendis Okulu'nda Elektrik-Mekanik Bölümü açılarak Makina-Elektrik Mühendisliği eğitimi başlamıştır. 1944 yılında yeni bir kanunla, Yüksek Mühendis Okulu "İstanbul Teknik Üniversitesi" adını almış ve Makina Bölümü de bağımsız Makina Fakültesi haline gelmiştir.

Fakültemiz ülkemizde makina mühendisliği alanında eğitim ve araştırma faaliyetleri gerçekleştiren en eski kurumlardan biridir. Barındırdığı farklı mühendislik dalları gelişerek fakülte haline gelmiştir. 1969 yılında; Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi, 1983 yılında; Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi bağımsız statülerini kazanmışlardır. İlk yıllarında temel bilimler ve genel mühendislik derslerinin bir kısmı Makine Fakültesi kapsamında yürütülen Maden Mühendisliği bölümü de 1953 yılında bağımsız bir fakülte haline gelmiştir.
     
Makina Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, her türlü mekanik sistemlerin ve enerji dönüşüm sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretim planlaması konularında eğitim ve araştırma yapmaktadır. Otomotiv endüstrisi, Enerji üretimi, Petro-kimya sanayii, Robot teknolojisi, Tekstil sanayi, Savunma sanayi ve teknolojileri, Tersine mühendislik, Temiz enerji, Yenilenebilir enerji, Yeraltı kömür gazlaştırma, MEMS, Nanoteknoloji, İlaç teknolojisi ve Biyomoleküler Mühendislik kadar birçok alanda araştırma ve geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir.

Bugün dünya teknolojisine uygun, çağdaş bir eğitim ve araştırma kurumu olan İTÜ Makina Fakültesi, ülkemizin en geniş araştırma laboratuvarlarına sahip fakültelerinden birisidir. Makina Mühendisliği Bölümünde iki lisans programı yürütülmektedir. Klasik Makina Mühendisliği programının yanı sıra, İmalat Mühendisliği Lisans programı, ülkemizde bu alanda açılmış ilk mühendislik programı olma özelliğini taşımaktadır ve 2003-2004 akademik yılından itibaren öğrenci kabulüne başlamıştır. Programın amacı, imalat mühendisi adaylarına imalat yöntemleri, mühendislik tasarımı, mühendislik malzemeleri, imalat yönetimi ve imalat sistemlerinin kontrolü alanında bilgi ve beceri kazandırmaktır. Ülkemiz imalat sanayinin son yıllardaki hızlı gelişimi sonucu bu mesleğin kazandığı önem, mezunlarına geniş bir alanda çalışma fırsatı sunmaktadır.

Gümüşsuyu Binası’nın yapımına ilk olarak Osmanlı Padişahı Sultan II. Mahmut döneminde, Dolmabahçe’de bulunan ve devletin hafif silah üretim merkezi olarak kullanılan Tüfekhane-i Amire’de çalışan bekâr işçilerin iskân ihtiyacını karşılamak üzere 1840 yılında başlanmıştır. İnşası sırasında iç kısımda bazı değişiklikler yapılarak askeri kışlaya dönüştürülmüştür. 1843 yılında Ermeni mimar Garabet Amira Balyan tarafından tamamlanan ahşap bina, Gümüşsuyu Kışlası olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1857 yılında Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı’nın hizmet birimleri olan Hademe-i Hassa ve Muzika-i Hümayun için kullanılmak amacıyla bakımsız durumda olan Gümüşsuyu Kışlası’nın yenilenmesini istemiştir. Bunun üzerine 1862 yılında Gümüşsuyu Kışlası’nın ana yapısı kâgire dönüştürülerek Sultan Abdülaziz zamanında mimar Sarkis Balyan tarafından tamamlanmıştır.


Gümüşsuyu Kışlası’nın yapıldığı ilk yıllara ait bir fotoğraf.

Osmanlı Döneminde Gümüşsuyu Kışlası, saray bando ve orkestrasına müzisyen yetiştirmek ve Türk musikisi eğitimi vermek amacıyla kurulmuş olan Muzika-i Hümayun’a ev sahipliği yapmıştır. Bu yönüyle günümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın ilk binalarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Gümüşsuyu Kışlası, saray hizmetlileri arasında gösteri ve tören personeli özelliği taşıyan Hademe-i Hassa biriminin eğitimi amacıyla da kullanılmıştır. Sonraki yıllarda ise kışlanın bir bölümüne yangınlarda müdahale görevi bulunan Tulumbacılar Birliği ile atlı koruma birimi olan Süvari Birliği yerleştirilmiştir. Günümüzde spor salonu ve açık saha olarak kullanılan alan ise 1863 yılında Süvari Birliğine ahır yapılmak üzere tahsis edilmiştir.


20 yy. başlarında Dolmabahçe ve Gümüşsuyu Kışlası.

1909’da Gümüşsuyu Kışlası, harita subaylarının hizmetindeki erlerin dikkatsizliği nedeniyle bir yangın geçirmiştir. Tulumbacıların çabalarına rağmen söndürülmesi geciken yangın büyük tahribata neden olmuştur.


Gümüşsuyu Kışlası 1909’da bir yangın geçirir.

Gümüşsuyu Kışlası’nın Mühendislik Eğitimine Geçişi


1884 yılında Mühendishane-i Berri-i Hümayun’a bağlı olarak Hendese-i Mülkiye Mektebi adıyla kurulan ilk sivil mühendis okulu, Halıcıoğlu’ndaki Mühendishane’de eğitime başlamıştır. Fakat askeri ve sivil idareciler arasındaki geçimsizlik sebebiyle Mühendishane-i Berri-i Hümayun’dan ayrılarak 1909 yılında Mühendis Mekteb-i Âlîsi adını almış ve Nafıa Nezaretine (Bayındırlık Bakanlığı) bağlanarak Tophane’de bulunan Faik Paşa Konağına taşınmıştır. Mühendis mektebi, nihai olarak Gümüşsuyu Kışlası’na taşınmadan önce tifo salgını, Birinci Dünya Savaşı ve işgal gibi sebeplerle aralarında Notre Dame de Sion ve Harbiye Mektebi’nin de olduğu yedi farklı binaya taşınmak zorunda kalmıştır. Aslında Gümüşsuyu Kışlası, ilk olarak 28 Kasım 1918’de devrin padişahı Sultan Vahdettin tarafından Mühendis Mektebi’ne verilmiş; fizik ve kimya laboratuvarlarının teçhizatı Gümüşsuyu Kışlası’nın orta avlusundaki camiye depolanmıştır. Ne yazık ki bir hafta sonra, daha öğrenciler gelip yerleşemeden, İngilizler binayı işgal etmiş ve hastane olarak kullanmaya başlamıştır. Bir süre açıkta kalan Mühendis Mektebi, eşyalarının bir kısmını orta avludaki camide bırakarak yeniden Halıcıoğlu’ndaki eski binasına yerleşmiştir. Fakat İstanbul’un işgalinden sonra bu binanın İngiliz kuvvetlerine tahsis edilmesi üzerine yeniden açıkta kalmıştır. Bu arada hastane olarak kullanılan Gümüşsuyu Kışlası, Nisan 1920’de Gümüşsuyu Caddesi’ne bakan güney kanadının tamamen yanmasına sebep olan bir yangın daha geçirmiştir.


Gümüşsuyu Binası’nın Dolmabahçe’den görünüşü.

Yatakhanelerde ve yemekhanede ders yapılmak zorunda kalınan eğitime elverişsiz binalardan sonra, nihayet 1923 yılında Gümüşsuyu Kışlası’nın yeniden Mühendis Mektebine verilmesi gündeme gelmiştir. Kurtuluş Savaşı ve İstanbul’un kurtuluşunun ardından, 12 Mart 1923’te dönemin Hariciye Vekili İsmet (İnönü) Paşa, Gümüşsuyu Kışlası’nın boşaltılması için İngiliz General Harrington’a ricada bulunmuştur. Eylül 1923’te, her iki okulun da acil ihtiyacı olması sebebiyle Gümüşsuyu Kışlası’nın hem Mühendis Mektebi hem de Kondüktör Mektebi olarak kullanılmasına karar verilmiştir. 1937 yılında Teknik Okul yapılan ve Yıldız’a taşınan Kondüktör Mektebi, 1992 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi adını alacaktır. 20 Ekim 1923 yılında Gümüşsuyu Kışlası’na taşınması tamamlanan Mühendis Mektebi derslere başlamıştır. Fakat İngilizlerden harap durumda teslim alınan binanın tamir ve yenileme çalışmaları birkaç yıl boyunca devam etmiştir. 24 Mayıs 1928 tarihinde kabul edilen kanunla, ilk olarak Mühendis Mekteb-i Alisi adıyla kurulan Mühendis Mektebi, Yüksek Mühendis Mektebi'ne çevrilerek Gümüşsuyu Binasının kuruma devredildiği belirtilmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında yurt dışından gelen öğretim üyeleriyle kadrosunu genişleten Yüksek Mühendis Mektebi, ilk mezunlarını verdiği 1931 yılından beri ülkenin seçkin teknik elemanlarını yetiştirme görevini üstlenmiştir. İlk olarak Gümüşsuyu Kışlası’nda konumlanan okul, zamanla Taşkışla ve Maçka Silahhanesi binalarının da eklenmesiyle büyüyerek, 1944 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi adını almıştır.

hay
1944 yılı dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in, İTÜ’nün açılışında kurdeleyi kestiği fotoğraf.

Kışla olarak kullanım amacıyla yapılmış olan Gümüşsuyu binası, eğitim kurumu hâline getirilirken birçok değişikliğe uğramış; hamam ve süvari ahırlarının kaldırılması ve ilave katların inşası ile eski yapısını kaybetmiştir. Günümüzde, 1.25 hektarlık bir arazi üzerine kurulu olan Gümüşsuyu yerleşkesi; 11400 m2 derslik, 13100 m2 laboratuvar, 9400 m2 öğrenci yurdu, 6100 m2 spor tesisi ve 400 m2 konferans salonu alanlarıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi ile Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesine ev sahipliği yapmaktadır.

guncel
Gümüşsuyu Yerleşkesi’nin zamanla değişimi.

Bu amfi İTÜ Makina Fakültesi 1948 mezunları tarafından 1999 yılında yenilenmiştir. 1959-1962 yılları arasında İTÜ Makina Fakültesi Dekanlığı yapan ve 1993 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülü alan Prof. Dr. Lütfullah ULUKAN’ın ismini taşımaktadır. Ahşap yapılı nostaljik atmosferiyle birçok reklam ve sinema projesine ev sahipliği yapmıştır. 140 kişilik bu amfide uzun yıllardır mühendislik eğitimi verilmektedir.

A101_1

Aşağıdaki fotoğrafların ilki, amfinin fizik ve kimya dersleri için kullanıldığı 1933 yılına aittir. İkinci fotoğrafta ise amfinin şimdiki hali gösterilmektedir.

a101-2

Tüm donanımı ile 1972 yılı mezunları tarafından 1997 yılında yaptırılan bu amfinin toplam kapasitesi 140 kişidir. 1968 yılında burada uğradığı bir saldırıdan dolayı yaşamını yitiren dönemin Makina Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saffet MÜFTÜOĞLU’nun adını taşımaktadır.

Bu amfiye İTÜ Makina Fakültesi’nin gelişiminde büyük rol oynayan Fransız Makina Mühendisi Prof. François DUSCIO’nun ismi verilmiştir. 1905 doğumlu Profesör, 1933 yılında Türkiye’ye geldikten sonra Prof. Fikri SANTUR ve Prof. Burhaneddin SEZERAR ile birlikte Elektrik ve Makina Mühendisliği Bölümlerinin kurulmasında görev aldı. 1944-1971 yılları arasında İTÜ Makina Fakültesi’nde birçok ders veren birçok öğretim üyesinin yetişmesine katkıda bulunan Prof. François DUSCIO, 1972 yılında vefat etmiştir. 78 kişilik kapasiteye sahip olan bu derslik 2010 yılında 1998 mezunumuz Çağatay HACIMİRZAOĞLU anısına sınıf arkadaşları tarafından yenilenmiştir.

1997 tarihinde gerçekleşen III. Sanayi Fuarının geliri ile fakülte tarafından aynı yıl yaptırılan bu amfi 180 kişilik kapasitesi ile Makina Fakültesi’nin en büyük amfisidir. 1919 İstanbul doğumlu ve 1944 İTÜ Mezunu olan Prof. Dr. Tarık ÖZKER’in ismini taşımaktadır. Prof. Dr. Tarık ÖZKER 1977’de vefat edene kadar akademisyenlik görevini sürdürmüştür. 1980 yılında TÜBİTAK Hizmet Ödülü’ne layık görülmüştür.

Aşağıdaki fotoğrafların ilki bu amfinin 1933 yılındaki halini göstermektedir. İkinci fotoğrafta ise 1944 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL’in İTÜ’nün açılışı için burada konuşma yaptığı görülmektedir.

a501-2

Boğaz manzaralı bu sınıfın sıralarında birçok mezunumuz eğitim görmüştür. Ahşap sıraları ile nostaljik havasını korumaktadır. Uzun yıllardır mühendislik eğitimi verilen bu derslik, 72 kişilik kapasitesiyle İTÜ’nün en eski dersliklerinden biri olma özelliğini taşımaktadır. Eski ve yeni halinin fotoğrafları sırasıyla aşağıda verilmiştir.

D331

d331-2